Çin



Gün1:İSTANBUL-PEKİN
THY uçağı ile İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan hareket ettik.
Gün 2: PEKİN

Yerel saat ile 13.20 de Çin’in başkenti Pekin’e vardık. Havaalanında karşılanarak otelimize transfer edildik.
Dinlendikten sonra başkentin merkezinde yer alan Tian’anmen Meydanı’nı gezdik.
OTEL: Grand Hyatt Beijing
www.hyatt.com/en-US/hotel/china/grand-hyatt-beijing/beigh
Çin’in başkenti ve ülkenin politik,kültürel ve ekonomik merkezi olarak Pekin 3000 yıllık tarihi ve 11 milyonluk nüfusu ile dünyanın önde gelen şehirlerinden biri.Eski ve yeniyi yan yana görebileceğiniz Pekin, geniş bulvarları, müzeleri,parkları ve eğlencesi ile turistler için bir çekim merkezi.Eski Pekin’in ruhunu Qianmen’de ki eski dükkanlarda yakalayabilir (Tongrentang Geleneksel İlaç Dükkanı vb.) opera ve akrobatik gösterilerde geleneksel eğlencesinin keyfini çıkarabilirsiniz.
Yasak Şehir’in güneyinde yer alan Tian’anmen Meydanı (Barış Meydanı Kapısı) 1 milyon kişilik kapasitesi ile dünyadaki en büyük şehir içi meydandır. 1958 de Halk Cumhuriyeti’nin onuncu yıldönümü kutlamaları burada yapılmış ve böylece o güne dek politik önemi olan imparatorluk sarayının ana girişinin önündeki alanın yerini almıştır.
Mayıs 4,1919 tarihinde Birinci Dünya Savaşı sonrası imzalanan Versay Anlaşması’nın Çin’in aleyhine olduğunu savunan öğrenciler bu alanda protesto yürüyüşlerini yapmışlardır. Yüzyılın geri kalanını etkileyen 4 mayıs hareketi bu alanda başlayarak dalga dalga yayılmıştır.
Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra 1959 yılında batısında Halkın Salonu’nun (Great Hall of the People) ve doğu ucunda Çin Tarihi ve Devrimi Müzesi’nin inşasına kadar Meydan sosyalist devletin sembolü haline gelmiştir. Gene aynı dönemde meydanın ortasına Halkın Kahramanları Anıtı konulmuştur. 1976 yılında Mao Zedong’un ölümünün ardından kuzey-güney yönü doğrultusunda anıt mezarı gene bu meydana yerleştirilmiştir.
Meydanın güneyinde yer alan Qianmen, 20 inci yüzyılın başı ve hatta 1669 da açılan Tongrentang Geleneksel İlaç Dükkanı gibi daha öncesine ait dükkanları ile ünlüdür. Bu meydan Çin’in imparatorluk geçmişi,devrimci tarihi ve bugünkü politik yaşamını izlerini taşıyan bir alan olarak mutlaka görülmelidir.
Gün3:PEKİN

Kahvaltı sonrası eski Çin mimarisinin en büyük eserlerinden biri olan Yasak Şehri ve daha sonra, imparatorların iyi bir hasat için dua ettikleri Cennet Tapınağı ‘nı ziyaret ettik. Akşam yemeği ünlü Pekin ördeğinin keyfini çıkardığımız bir restoranda yenildi.
Şehir merkezinde yer alan imparatorluk Sarayı Ming ve Qing sülalelerinin imparatorlarına aittir. İmparatorluk zamanında Mor Yasak Şehir olarak bilinmekte idi. 10 Metre yüksekliğinde duvarlar ve 50 metre genişliğinde hendek ile çevrili olan saray halka kapalı idi. Sarayın ana girişinde her yıl başı imparator tarafından ,gerekli bildiriler okunur ve mahkumlar hakkında kararlar verilirdi.Sarayın 3 en önemli yapısı kuzey-güney yönünde yer almaktadır.
Ana salon ve yan binaları ise Saray’ın dış avlusunu oluşturmaktadır.Bu salonlar resmi işlerin yürütüldüğü yerler olup aynı zamanda kütüphanenin de bulunduğu alanlar idi.
Yasak Şehir’in arka tarafında imparatorluk ailesinin özel alanı yer almaktadır. Burada 3 saray ve on iki avlu yer almaktadır.Batı Sarayı imparatoriçe ve prenseslerin yaşam alanı olmuştur.Doğu Sarayı’ndaki salonlar bugün imparatorluk koleksiyonları ve arkeolojik bulgular da dahil olmak üzere bronz kaplar,seramik el yapımı eşyalar,antika saatler ve yağlı boya resimlerinde bulunduğu müze olarak kullanılmaktadır. Arka alanda ise Huzur İçinde Yaşlanma Sarayı yer almaktadır. Burada 18.yüzyılın ikinci yarısında Qianlong imparatoru emeklilik günlerini geçirmiştir.
Cennet Tapınağı (Temple of Heaven) şehrin güneyinde yer almaktadır. Bu tapınakta salon ve minberler yuvarlak olup cenneti simgelemektedir. Şehrin kuzeyinde yer alan Dünya Minberinde dünyayı simgeleyen kare şekli kullanılmıştır. Doğudaki Güneş Tapınağı,batıdaki Ay Tapınağı Pekin’in ruhani bir merkez olarak da önemini göstermektedir. İmparator, Cennetin Oğlu olarak aynı zamanda dini lider idi.
Her yıl kış mevsimine girerken 3 günlük oruç ve meditasyonun akabinde 1530 da yapılan ve daha sonra 1740 da elden geçirilen Cennet Minberin de iyi bir hasat için dua eder ve kurbanlar adar idi. Yuvarlak olan bu minber cennet ve dünyanın karşılaşmasını simgeleyen kare bir zemin üzerine oturmaktadır. Tapınağın kuzey tarafında sekiz köşeli Cennet Kubbesi yer almaktadır.
Bu kubbenin dış duvarı Eko Duvarı olarak bilinmekte olup burada fısıltılar bile etrafa yayılmaktadır. Daha kuzeyde 1420’de inşa edilen ve verimli bir hasat için dua edilen bir salon, batısında her yıl baharda imparatorun bereketli bir hasatı garanti etmek üzere sembolik olarak saban sürdüğü Çiftçilik Minberi ve halen Çin Mimari Müzesi’nin yer aldığı imparatorun tanrılara adaklar sunduğu Yılın Tanrıları Salonu yer almaktadır.
Gün 4: PEKİN

Kahvaltı sonrası tam gün Çin Seddi’ne tura gidildi. İnsan yapımı bu set şaşırtıcı bir şekilde uzaydan görülebilmekte. Öğle yemeği duvarın etrafında bulunan bir restoranda yenildi.
Daha sonra, Kutsal Vadi boyunca Ming Sülalesi’nin imparatorlarını korumak amaçlı yapılan büyük mermer hayvan figürlerinin yer aldığı Ming Mezarları ziyaret edildi…
Çin Seddi ülkenin en ünlü yapısıdır.Kuzey batıdaki 70 km uzunluğundaki en ünlü bölüm olan Badaling’de ki bölüm ile kuzey doğudaki Mutianyu’da yer alan 90 km lik bölüm Pekin’den ziyaret edilebilmektedir. Muazzam büyüklükteki bu tuğla ve toprak yapı Ming sülalesi zamanında kuzeydeki Moğol istilasına karşı yapılmıştır. Ming duvarı 8 metre yüksekliğinde ve 7 metre genişliğindedir ve yan yana 6 atlı gidebilir. Her 200-300 metrede bir en yüksek noktalarda gözetleme kuleleri mevcuttur. Çin Seddi doğuda Bohai Körfezi’nde yer alan Shanhaiguan kalesinden batıda Jiayuguan kalesine kadar uzanmakta olup toplam 6000 km uzunluğundadır.
Duvar Çin’in ilk imparatoru olan ve MÖ 221-210 tarihleri arasında hüküm süren Qin Shi Huangdi, ile ilişkilendirilmektedir. Qin Shi Huangdi Çin’i ele geçirip birleştirdikten sonra duvarın diğer devletlere ait olan bölümlerini birleştirmek üzere içinde mahkumlarında bulunduğu muazzam bir iş gücünü harekete geçirmiştir. Duvar askeri savunma amacı dışında sembolik bir amaç da taşımaktadır.
Uzun yıllar,Çinliler duvarın kuzeyinde, göçmenler yada yarı göçmenler ise duvarın güneyinde yaşamışlardır. Duvar hanedan otoritesi ve yerleşik tarım kültürü ile şehirler arasındaki kültürel farklılığın bir sembolü olarak ayakta kalmıştır. Bugün ise kültürel ve ulusal kimliğin bir göstergesidir.
Gün 5:PEKİN- XI’AN

Kahvaltı sonrası kraliyet ailesinin yazlık mekanı olan Yazlık Saray ‘ı gezdik.Uçak saatine kadar Pekin’deki ünlü pazarları gezebilecek zamanımız oldu. Daha sonra uçağımıza binmek üzere havaalanına transfer edildik. Bir buçuk saatlik bir uçuş ile Çin’i Orta Asya ve Roma İmparatorluğu’na bağlayan İpek Yolu’nun en doğudaki başlangıç noktası olan Xi’an’a geldik ve otelimize yerleştik.
OTEL:Ana Grand Castle Hotel
Pekin’in 15 km kuzey batısında yer alan Yazlık Saray (Summer Palace) şehrin sıcağından uzakta bir bahçe içinde imparatorların yazın kullandığı bir saray idi. Çevresinde ki tepeler ve Kunming Gölü saray çevresinin serin olmasını sağlamaktadır.
Bu alan 12’nci yüzyıl ortalarına dek imparatorluk parkı olarak daha sonrada imparatorluk bahçesi olarak kullanılmıştır. 1860 da Fransız güçleri tarafından yakılmış ancak 1888 de imparatoriçe Dowager Cixi tarafından modern denizcilik filosu kurmak üzere ayrılan fonlar kullanılarak yeniden yaptırılmıştır.
Gölün kenarındaki büyük mermer tekne imparatorluğun çöküşüne neden olan yanlış yönetimi hatırlatmak üzere yapılmıştır.
Gün6: XI’AN

Kahvaltı sonrası, Çin’in ilk imparatoru Qin Shi Huang’un terrakota savaşçı ve atları ile ünlü mezarına gidildi.
Daha sonra imparator ve ailesinin dinlenme yerlerinden biri olan Huaqing Kaplıcası, Büyük Cami ve Xi’an eski şehrini gezdik. Akşam yemeğini bir gösterinin de olduğu özel bir restoranda yedik .
Xi’an Çin medeniyetinin önemli yerlerinden biridir. Çin’i Orta Asya ve Roma İmparatorluğu’na bağlayan ünlü ‘İpek Yolu’ doğuda Xian’da başlamakta idi. Şehir birleşmiş Çin’in ilk başkenti ve MÖ 11 inci yüzyıldan başlayarak MS 10 uncu yüzyıla kadar 11 hanedanın başkenti olarak hizmet vermiştir.

Shaanxi eyaletinde verimli Guanzhong ovasında dağlar ve nehirler arasında yer alan Xi’an ulusun medeniyetini besleyen yerlerden biri olmuştur.Kazılar neolitik devirde yaklaşık 6000 yıl önce burada önemli bir klanın varlığını göstermektedir. Binlerce yıl sonra Zhou kralları bugünkü şehrin çok yakınında ilk başkenti kurmuşlardır. Daha sonra Çin’in ilk imparatoru olan Qin Shi Huang MÖ 331 de mevcut şehri genişleterek bugünkü Xian’ın temellerini atmıştır.
Qin’den sonra gelen Han Hanedanı’ndan Liu Bang de mevcut şehrin kuzeyinde kendi başşehrini kurmuştur. MS 35 den itibaren şehir önemini kaybetmeye başlamış ve bu durum yaklaşık beş buçuk yüzyıl sürmüştür.
Bölge Tang Hanedanı zamanında tekrar önem kazanmış ve büyük surlar ile çevrili çok iyi planlanmış bir alanda yaşayan milyonluk nüfusu ile Asya’nın en önemli şehri haline gelmiştir.
MÖ ikinci yüzyıldan itibaren bin yıldan daha uzun bir süre Çin ipeği Orta Asya ve Avrupa’ya Xian’dan gönderilmiştir. Şehir bugün 3.9 milyonluk nüfusu ve Terakota Savaşçılar Müzesi ile mutlaka ziyaret edilmesi gerekli yerlerden biridir.
2200 yıllık olan müze alanı Çin’in ilk imparatoru olan Qinshihuang’ın mezarının bir bölümüdür. 14000 metrekare bir alanı kapsayan ve 8000 adet gerçek boyda terakota savaşçı ve atları heykellerinden oluşan bu müzeyi gezmeden Çin görülmüş sayılmaz. Alan araziyi süren çiftçiler tarafından bulunmuş ve 1974 yılında ki kazılardan sonra milyonlarca ziyaretçi tarafından ziyaret edilmiştir. Kazılar halen devam etmektedir.
Gün7; XI’AN-GUILIN

Kahvaltı sonrası, MS 652 de inşa edilmiş olan Büyük Vahşi Kaz Tapınağı’nı (Big wild Goose Pagoda) ziyareti ile turumuz başladı. Burası keşiş Xuanzang tarafından Hindistan’dan sağlanan Budizm’e ait önemli dini kitapları ile ünlü. Daha sonra eski şehrin duvar ve kapılarını dolaştık. 17.20 uçağı ile Guilin’e uçmak üzere havaalanına geldik. Saat 19.0 da Guilin’e gelerek otelimize yerleştik.
OTEL:Sheraton Hotel
www.marriott.com/en-us/hotels/kwlsi-sheraton-guilin-hotel/overview/
Gün 8:GUILIN

Kahvaltı sonrası Lijing nehrinde tam gün sürecek tekne gezintisi yapmak üzere yola çıktık. Bu gezinti yaklaşık 48 km sonra renkli bir kasaba olan Yang Shou’da sona erdi. Öğle yemeğini teknede yedik.
Guangxi Zhuang Bağımsız Bölgesi’nin kuzeydoğusunda yer alan Guilin Çin’in en güzel şehri olarak bilinmektedir. Çinliler Guilin’deki doğanın dünyanın en güzel doğası olduğuna inanırlar. Kireçtaşından tepeler, kristal berraklığındaki su ve mağaraları Çinli sanatçılara her zaman ilham vermiştir.
Şehir Qin Hanedanı zamanında MÖ 314 de Lijiang Nehri kenarında küçük bir yerleşim alanı olarak kurulmuştur. Daha sonra Lijiang Nehri’nin Yangzi ovasından ulaşımı sağlayacak şekilde bir kanalla kuzeydeki başka bir nehirle bağlanması ile bu yerleşim alanı önem kazanmıştır.
Böylece güneydeki ordulara Yangzi’den yiyecek ve diğer gerekli malzemeler su yolu ile gönderilmeye başlanmıştır. Guilin Ming Hanedanı zamanında bölgenin başşehri olmuş ve 1914 yılında başşehir Nanning’e taşınana kadar böyle kalmıştır. Halk Cumhuriyeti’nin 1949 yılında kurulmasından itibaren şehir sanayide önem kazanmaya başlamıştır. İlaç ,lastik, makine, gübre ve ipek sanayiinde üretim yapıldığı gibi şarap ,çay, parfüm üretiminde de ülkenin önde gelen şehirlerindendir.
Guilin’de 30 dan fazla görülmeye değer yer mevcuttur. Bu yerlerin başında Fil Hortumu Tepesi (Elephant Trunk Hill) yer almaktadır. Lijiang Nehri’nden hortumu ile su içen file benzediği için bu adı taşıyan tepe şehrin sembolüdür. Şehrin iki ünlü mağarası olan Yedi Yıldız Kayası (Seven Star Rock) ve Ney Mağarası (Reed Flute Cave) mutlaka görülmelidir. Bu mağaralardan ilki adını Büyük Ayı takım yıldızındaki yıldızların dağılımına benzeyen çevre tepelerden diğeri ise mağara girişindeki sazlardan almaktadır. Her iki mağarada muhteşem sarkıt ve dikitleri ile bilinmektedir.
Lijiang Nehri boyunca alınacak tekne gezisi Çin ziyaretinin en güzel gezilerinden biridir. Yangshuo’ya kadar devam eden bu gezi 48km boyunca nefes kesen manzaralarla doludur. Renkli bir pazar yeri olan Yangshuo’da gezi sona ermektedir.
Gün 9: GUILIN-SHANGHAI

Kahvaltı sonrası mağaranın ağzında büyüyen kamışlardan ismini alan ve muhteşem sarkıt ve dikitlerin bulunduğu Ney Mağarası “Reed Flute Cave” ‘na gittik. Daha sonra uçak ile yola çıkarak Shanghai’ya geldik ve otelimize yerleştik.
OTEL:Hua Ting Towers
Eski kayıtlara göre şehir Song Hanedanı zamanında (960-1380)kurulmuş olup 13’üncü yüzyıl ortalarına kadar küçük bir balıkçı kasabası olmaktan ileriye gidememiştir. Ming Hanedanı zamanında Japon istilasına karşı korunmak amaçlı şehir duvarlar ile çevrelenmiştir. Qing Hanedanı zamanında zenginleşmeye başlayan Shanghai’da 1840 yılındaki Opium Savaşı öncesi 500.000 kişi yaşamaktaydı. Savaş sonrası Avrupalıların üşüştüğü bir ‘maceracı cenneti’ haline gelen şehirdeki bu kolonyal dönemde Avrupalı güçler kendi imtiyazlı bölgelerini kurarak yaşamaya başlamıştır. Şehir 1937-1945 tarihleri arasındaki Japonlara karşı sürdürülen direniş savaşı sırasında Japonlar tarafından istila edilmiştir.1949 da Halkın Özgürlüğü Ordusu tarafından ele geçirilen şehir o günden itibaren süratle geçmişin tüketim şehrinden bugünün modern endüstri şehrine dönüşmüştür.
Ülkede ilk diskonun açıldığı en kosmopolit şehir olarak Shanghai çeşitli tiyatro grupları, film stüdyoları, senfoni orkestrası, opera ve akrobatik gösterileri, müzeleri ve muhteşem mimari yapıları ile ülkenin eğlence ve kültür yaşamında önemli bir yer tutmaktadır.
Huangpu Nehri boyunca uzanan Bund (Wai Tan) Shanghai’ın bugünkü modern kimliğinin bir sembolüdür. Bund Anglo-Hint bir sözcükten türeme olup ‘çamurlu set’ anlamına gelmektedir. 1920’lerden sonra bu alan bankaları, otelleri, klüpleri, konsolosluk binaları,ticari yapıları ile yabancı şirketlerin yerleştiği bir bölge haline gelmiştir. Neo-Klasik yapılardan art-deko tarza kadar uzanan çeşitlilikte İngiliz, Fransız, Amerikalı, Alman, Japon ve Rus yapıları bu bölgeye batılı görüntüsünü vermektedir.
1949 yılında komünist rejimin gelmesi ile yabancılar ülkeden uzaklaştırılmış ve bu bölgedeki yapıların çoğu devlet dairesi ve bankası olarak kullanılmaya başlamıştır. Pek çok yapı yakın geçmişte yeniden elden geçirilmiştir.
Bund’dan başlayarak batıya uzanan Nanjing Yolu alışveriş merkezleri,küçük dükkanları, restoranları, tiyatroları ve sinemaları ile şehrin en yoğun yollarından biridir. Yolun güneyinde Halkın Parkı, batısında 1849 da yapılan Belediye Kütüphanesi yer almaktadır.
YU YUAN bahçesi 16 ıncı yüzyılda vali Pan Yunduan tarafından bakan olan babası şerefine yaptırılmıştır. İnşası 30 yıldan fazla süren bu bahçe Pekin’de ki imparatorluk bahçelerinin bir taklididir. Yu Yuan bahçe içinde bahçedir.
Dış bahçede küçük göller, kaya bahçeleri ve dış bahçenin daha küçük bir kopyası olan iç bahçeye geçiş yolları mevcuttur. Yıllar boyunca epey zarar görmüş olan bahçe 1956 yılında restore edilmiştir.
Sonbaharın Mor Bulutları Bahçesi (Garden of The Purple Clouds of Autumn) şehir tapınağının hemen arkasında yer almakta olup Ming Hanedanı zamanında yapılmıştır.
Tanrıların Tapınağı (Cheng Huang Miao) Yu Yuan bahçesinin hemen yakınında yer almaktadır.
Shanghai’da ki yeni iş merkezlerinin olduğu Pudong bölgesi yaklaşık bir asır önce pirinç tarlaları ile dolu bir alanken daha sonra Asya’nın Wall Street’i olmak üzere tasarımlanmış ve bugün pek çok uluslararası banka ve çok uluslu şirket merkezini barındıran gökdelenleri ile ülkenin finans ve iş merkezi olmuştur. Bu bölge şehrin daha eski Puxi tarafına dünyanın ikinci-Yangpu- ve üçüncü-Nanpu- en uzun halatlı köprüleri, bir yaya tüneli ve şehrin ikinci metro bağlantısı ile bağlıdır.
Gün10:SHANGHAI
12 milyonun üzerinde olan nüfusu ile Çin ‘in en büyük şehri olan Shanghai doğu ile batının geçmiş ile şimdinin çarpıcı bir karışımı. Modern binaların yanında tipik Çin mimarisini ve eski tapınakları her yerde görmek mümkün. Kahvaltı sonrası ünlü Yu Yuan bahçesi ziyaret edildi.
Burası 16 ıncı yüzyılda vali Pan Yunduan tarafından bakan olan babasının anısına yaptırılmış. İnşası 30 yıl süren bu bahçe esas olarak Pekin’de ki imparatorluk bahçelerinin bir taklidi. Daha sonra eski şehir, Shanghai müzesi, Nan Jing yolu- Shanghai’ın en kalabalık caddesi olup şehrin ana alışveriş merkezidir- ve Huang Pu nehri kıyısı dolaşıldı.
Bu alan şehrin modern görüntüsünün sembolü. Akşam yemeği şehrin ünlü restoranlarından birinde yenildi ve sonra Çin akrobasi gösterisi izlemek üzere tiyatroya gidildi.
Gün 11:SHANGHAI-SUZHOU

Kahvaltı sonrası Sakyamuni Buda’nın yeşim taşından iki adet heykelinin bulunduğu Yeşimtaşı Buda Tapınağı gezildi.
Şehrin ünlü TV kulesinden muhteşem manzarayı seyrettikten ve öğle yemeğinden sonra bahçeler şehri Suzhou’ya giderek kısa bir şehir turu alıp otele yerleştik.
OTEL:Four Points Sheraton Hotel
Gün 12:SUZHOU-SHANGHAI-ISTANBUL

Kahvaltı sonrası turumuz Kaplan Tepesi Parkı’nı (Tiger Hill Park) ziyaret ile başladı. Bu tepe de Wu Kralı’nın mezarı bulunmakta. Daha sonra muhteşem tasarımları ile ünlü bahçeleri-Liu Yun ve Lion Forest-gezdik.
Suzhou turumuz kanallarda tekne ile gezdikten sonra bir ipek fabrikasına ziyaret ile sona erdi. Daha sonra, İstanbul’a dönmek üzere Shanghai havaalanına transferimiz sağlandı.

Suzhou Shanghai’ın 80km batısında eski Büyük Kanal boyunca yer alan ve bahçeleri ile ünlü olan bir şehirdir. Eski bir Çin deyişine göre ‘Cennette cennet bahçesi dünyamızda da Suzhou ve Hangzhou var’. Örümcek ağı gibi kanallar ile birbirine bağlanan küçük göllerin oluşturduğu şehir aynı zamanda güzel kadınları ve ipekleri ile ünlüdür.
Şehrin kanalları, dünyanın en büyük seyre elverişli su yolu olduğuna inanılan ve Yangzı ovasından başkente tahıl taşımak amacı ile yapılmış olan Büyük Kanal’a açılmaktadır.
Şehir ismini 589 da Sui Hanedanı zamanında almış ve Tang ve Song hanedanları zamanında önemli gelişme göstermiştir. İpek dokumacılığı bu dönemlerde gelişmiş ve ünlü bahçelerinin bir kısmı gene bu dönemde yapılmıştır. Mevcut 150 den daha fazla olan bu bahçeler tepeler, küçük göller ,teraslar, koridorlar, kuleler ve imparatorluk bahçesinde olması gereken diğer yapılarında bulunduğu özel tasarımları ile ünlüdür. Liu Bahçesi içlerinde en büyük ve güzel olanıdır. Bu bahçe 19 uncu yüzyıl ortalarında yaşanan Taiping Ayaklanması’ndan zarar almadan kurtulan birkaç bahçeden biridir.
Şehrin kuzeybatısında yer alan Kral Wu’nun mezarıda bulunan Kaplan Tepesi (Tiger Hill) önemli yerlerden biridir. Tepeye ismini veren iki neden vardır.Kral Wu tepeye gömülürken bir kaplanın görüldüğü rivayet edilmektedir. Diğer neden ise giriş kapısının kaplanın ağzına, tepedeki pagodanın ise kuyruğuna benzemesidir. Tepedeki pagoda devlet koruması altında olan özel tarihi yerlerden biridir.
Suzhou’nun dışında küçük bir köprü ile bağlanan kanal kenarında yer alan Soğuk Dağ Tapınağı (Cold Mountain Temple-Hanshansi) pek çok şaire ilham vermiştir. Tapınağın ünü Tang Hanedanı zamanında ünlü şair Zhang Ji’nin şiiri ‘Feng Qiao’da Geceleme’ den gelmektedir. Tapınak adını Budist şair Han Shan’dan almıştır.